22 Ağustos 2012 Çarşamba

Bir Kızla Bir Erkeğin Arkadaş Olması

Tanıştığımızda 13-14 yaşındaydık. aynı servisteydik. hep yer kavgası yapar, kimin kaseti dinlenecek diye atışırdık. ben ona öküz derdim, o bana cadı. ben onun hayvan olduğunu düşünürdüm, o benim cazgır. birbirimizi yolardık bıkmadan, usanmadan...

bir gün dişçide karşılaştık. ikimizde de bi tırsaklık... beklerken uyuz da olsak birbirimize, konuşmaya başladık. ikimiz de basketbol oynuyor, denizi, yüzmeyi çok seviyor, olduğumuz şehirde yaşamak istemiyorduk. nasıl olduysa laf lafı açtı, arkadaş olduk. ben ona aslında kibarsın dedim, o da bana sen de dobrasın. konuştuk o gün, yorulmadan...

yanıma geldi bir pazartesi. "sana bir şey söyleyeceğim" dedi. en yakın arkadaşıma aşık olmuştu. ne yapıp ettim, ayarttım kızı; çıktılar bir süre. sonra aradıklarının farklı olduğunu görüp ayrıldılar. ilk bana anlattı derdini. canı nasıl sıkkındı, hayalkırıklığı nasıl büyüktü ben gördüm ilk. o bana iyi ki varsın dedi, ben ona ne zaman ihtiyaç duyarsan dedim; abartmadan, ben hep burdayım... 

araya kilometreler girdi, çokca da zaman.. ve birden annesi öldü, beklemiyordu kimse. birbirimizden uzakta ağlaştık, habersizce. bir şey olmamış gibi gülümseyip başkalarına, içimize attık gizlice. ben ona sarıldım, o bana dayandı. annem yaptı ona bayramlarda baklavalarını, o anneme çiçek aldı anneler gününde. atlattık, atlattık sandık! hala durgunlaşırız yad ettikçe...

saçma bir şeyler döndü, kırıldık birbirimize. konuşmadık bi sene... sonra havuzda denk geldik, yüzdük birlikte. çok severdik zaten yüzmeyi. ablam evleniyor dedi, gelsene! komik geldi önce, güldüm çünkü düğünleri sevmezdik biz. onca zamandan sonra bir düğünde mi bir araya gelecektik? araya hiçbir şey girmemiş gibi aynı karede poz mu verecektik? nasıl da saçmaydı her şey ama tamam dedim, geliyorum. o gün şöyle bir baktı önce; "yine etek giymemişsin erkek fatma" dedi, "rüyanda görürsün ancak dombili" dedim. hala inatçısın dedi, hala öğrenemedin dedim. ağladık orada durup. ablamızı annesiz, babasız evlendirmek koyuyordu bir yandan, ayrı kalmak ama hiçbir şey kaybetmediğimizi görmek acıtıyordu diğer yandan...

ilk kez aşık oldu, yanındaydım. kırıldı, toparladım kalbinin parçalarını. avuçlarıma battı, beni kanattı bazen çünkü hazmedemiyordu doğruyu söyleyince ona. her ne kadar "o kız sana olmazdı" desem de ben, o ısrarla onu istiyordu. her şey bitince o bana "haklıymışsın" dedi, ben ona "bu kaybettiklerini getirmeye yetmiyor" dedim. haklı olmak bana bir şey kazandırmıyordu çünkü. onu öyle görmek berbattı yeterince...

dayı oldu, hala oldum; annesinin adını koyduk yeğenime. o güldükçe biz güldük, o yaşadıkça biz sevindik. ömrüne bereket, neşesine neşe, sağlığına sağlık katsın diye birlikte dua ettik. fotoğraflarını birlikte çektik mutlu, huzurluyken ve ağlarken avaz avaz. birlikte özledik yaban ellerden...

biri girdi hayatıma, rakip gördü onu. bir türlü düzeltemedim aralarını. çekip gitti sessizce. sustum ben de, iyi bok yedim. işler çığrından çıktıktan sonra "gel" dedim sadece, geldi. tek kelime etmeden, suçlamadan sarıldı sıkıca. "aptalsın" dedi, "biliyorum" dedim. "seni kaybetmek istemezdim" gülümsedi öylece ve geçti dedi. geçene kadar da tuttu ellerimden. ne zaman hatırlasam olanları, ne zaman o hastane kokusu, rezaletleri getirse burnuma yanımda oldu. ben ağlarken günlerce, o sildi gözyaşlarımı. her gelgitimde, o tuttu kapılıp gitmeyeyim diye. her "bitti, dayanamıyorum" dediğimde o inandırdı yaşamam gerektiğine...

şimdi biri var hayatında, çok sevdiği. kendisi kadar temiz biri. onu anlatırken ışıl ışıl gözleri, sanki masalındaki peri kızını bulmuş gibi. evlilik diyor ilk kez, çocuk istiyor. sanki yeniden tutunmuş her şeye... biri var diyorum, kendim kadar sevdiğim. dinlerken kıpır kıpır içi. o mu? diyor beyaz atlı prensin. "gerçekten hayalini kurduğun gibi aşık oldun mı şimdi?" iyi ki varsın diyorum, iyi ki arkadaşımsın. bunca yıldan, yoldan, araya giren insanlardan sonra; benim çocukluğuma, senin inadına rağmen buradayız. "evet" diyor. "iyi ki tanıdım seni!" ben ona ayı diyorum, o bana sıpa. gülüşerek bakıyoruz eski hallerimize. nasıl da büyüdük beraber...

bir kızla bir erkeğin iyi arkadaş olması böyle işte. ne bir yakınlaşma, ne başka gözle bakma yok içinde... her şey niyette saklı olduğundan ve biz niyetimizi hiç bozmadığımızdan, bu böyle. böyle güzel, anlamlı işte.

0 yorum:

Yorum Gönder

© Tecermlh 2012 | Tecer Melih TÜRKİYE CUMHURİYETİ - İZMİR - KONAK